SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SALAT

<< 251 >>

باب: السجود على الثوب في شدة الحر

23. Aşırı Sıcakta Elbise Üzerine Secde Etmek

 

-وقال الحسن: كان القوم يسجدون على العمامة والقلنسوة، ويداه في كمه.

Hasan-ı Basrî şöyle demiştir: "İnsanlar, ellerini yenlerinden çıkarmadan sarık ve takke üzerine secde ederlerdi."

 

حدثنا أبو الوليد، هشام بن عبد الملك، قال: حدثنا بشر بن المفضل قال: حدثني غالب القطان، عن بكر بن عبد الله، عن أنس بن مالك قال:

 كنا نصلي مع النبي صلى الله عليه وسلم، فيضع أحدنا طرف الثوب، من شدة الحر، في مكان السجود.

 

[-385-] Enes İbn Malik'ten şöyle nakledilmiştir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile namaz kılıyorduk. Bazılarımız, aşırı sıcak yüzünden elbiselerinin bir ucunu secde ettiği yere koyardı.

 

Tekrar: 542, 1208.

 

 

AÇIKLAMA:     Aşırı sıcakta elbise üzerine secde etmek); İmam Buhârî'nin konu başlığına aşırı sıcak kaydını koyması, hadisin lafzını koruma gayretinden ileri gelir. Yoksa soğukta da, aynı şekilde secde edilir. Hatta elbise üzerine secdenin caiz oldu­ğunu söyleyenler, bunu ihtiyaç ile takyit etmezler.

 

Bu hadise göre, namaz kılanın sıcağından veya soğuğundan korunmak İçin üzerinde namaz kıldığı toprağın üstüne elbise vs. gibi şeyleri koyması caizdir.

 

Ayrıca bu rivayette, secde sırasında yerle temasın asıl olduğuna işaret vardır. Çünkü bu hadiste, elbisenin yere serilmesi sıcaktan dolayı secde edememeye bağlanmıştır. Bu hadis aynı zamanda, namaz kılanın giydiği elbisesinin üstüne secde etmesinin caiz olduğuna delil olarak kullanılmıştır. Bu hususta İmam Nevevî şunları söylemiştir: "Ebu Hanife ve çoğunluk bu görüştedir. İmam Şafiî ise, buradaki elbiseyi giyilmeyen elbise olarak yorumlamıştır." Beyhaki ise, İsmâilî'nin bu konuda naklettiği hadîs ile onun bu yorumunu desteklemiştir. Söz konusu hadis şöyledir: "Bazılarımız, eline küçük taş alırdı. Yer soğuk olunca onu koyup üzerine secde ederdi." Beyhakî şöyle der. "Eğer giyili elbise üzerine-secde etmek caiz olsaydı İnsanlar, zahmetli olmasına rağmen taşların serinliğinden istifade etmeye muhtaç olmazlardı." Ancak, soğutulmuş taşlarla yerin sıcaklığın­dan korunmaya çalışanların, elbiselerinin sadece avret mahallerini örtecek kadar olmasından dolayı olduğunu hatırlatmak gerekir. Bu hususta İbn Dakîku'l-'îyd şöyle demiştir: "Bu hadisi, secdeye giderken giyîli olan elbisenin sıcak ve soğuk­tan korunmak için kullanılabileceğine delil olarak getirenler, iki şeyi tespit etmek zorundadırlar: İlki 'Elbisesi' lafzının giyilen elbise yani namaz kılanın o anda sır­tında bulunan elbise olduğuna delalet ettiği konusudur. Bu ya lafız bakımından olur, nitekim İmam Müslim'in rivayetinde secdenin elbisenin serilmesinden he­men sonra gerçekleşmesi bunu destekler ya da haricî bir delille mümkündür. O da, ashâb-ı kiramın çok az elbiseye sahip olmalarıdır. Bu da ispatı gereken ikinci husustur. Böyle olması durumunda elbisenin bu hususta, tartışma konusu olup olmadığını tespit etmek gerekir. Yani elbisenin, namaz kılanın hareketiyle hare­ket eden bir elbise olup olmadığını ortaya çıkarmak lazımdır. Hadiste ise, buna delalet eden bir bilgi yoktur. Allah her şeyi daha iyi bilir.

 

Hadisten, namazda amel-i katil ile huşuyu gözetmenin caiz olduğu anlaşılır. Çünkü ashabın bu şekilde davranması, toprağın sıcaklığı yüzünden meydana gelebilecek huşûu bozan durumu gidermeye yöneliktir. Ayrıca bu hadise göre, öğle namazı (sıcak günlerde bile) vaktin başlarında kılınır. Vakitler bölümünde geleceği üzere, öğle namazının hava serinlemeye başlayınca kılınmasını emre­den hadisler bu rivayetle çelişir. Ancak öğle namazının serinlikte kılınmasının ruhsat olduğunu söyleyenler vardır. Bu durumda ortada bir problem kalmaz. Öğle namazının serinlik vaktinde kılınmasının sünnet olduğunu söyleyenler de vardır. Buna göre, ya bu hadiste geçen vaktin ilk başlarında kılmak ruhsattır veya vaktin ilk başlarında kılma serinlikte kılma emri ile neshedilmiştir. Şu izah, bu iki uzlaştırmadan daha güzeldir: Havanın sıcak olması, bazen serinlik zama­nına kadar sürer. Bu durumda elbiseye veya soğuk taşlara secde etmeye İhtiyaç duyulur. Çünkü namaz serinliğe bırakılmasına rağmen, havanın sıcaklığı devam etmektedir. Bu durumda namazı serinlik vaktine bırakmanın faydası, camiye gölgeden gidebilme imkanının bulunmasında veya (üstü açık} mescidlerde göl­gede namaz kılmakta ortaya çıkar. Rivayetler arasını bu şekilde uzlaştırmaya Kurtubî temas etmiştir. Ondan sonra da, İbn bu konuyu ele almıştır. Bu şekilde hadisleri uzlaştırmak, iki hadis arasında çelişki olduğunu iddia et­mekten daha iyidir.